Erzurum Tuzcular Köyüne bir Yol Hikâyesi

Uçak Erzurum’a doğru alçalırken pencereden görünen tek renk beyaz. Yer, gök, uçsuz bucaksız beyazın içinde uzanıyor. Uzakta bir dizi çıplak kavak ağacının ince uzun karaltısı ve düzlüklerde birkaç dam seçiliyor. Uçaktan inince bindiğimiz arabayı kullanan kişi gururla göstererek anlatıyor olimpik kayak atlama pistini, buz pateni sahasını, Atatürk Üniversitesi’ni ve uzakta görünen Palandöken dağının zirvesini. Burhan Toprak’ın kitabında yazdığına göre Yunus Emre’nin bir mezarı da Palandöken’in eteklerinde bir köyde imiş.  Mezarın halâ varolduğunu öğrenince oraya nasıl gidilebileceğini sorduğumuzda, “ Yol kardan kapalıdır, araba ancak bir yere kadar ulaşabilir ” diyor arabayı kullanan Yakup. Yine de öğledensonra sonra bizi, arabasıyla oraya götürebileceğini

Devamını okuyun

Yunus Emre’nin Hacı Bektaş Veli ile Tanışması

Hacı Bektaş Veli, Rum diyarına geldiği sırada bölge köylerden birinde Yunus Emre adında, rençberlikle geçinen fakir biri vardı. Bir yıl kıtlık oldu. Yunus’un köyünde fakirlik öyle arttı ki sonunda birçok kehanet ve lütuflarını duyduğu  Hacı Bektaş Veli’ye gelip yardım istemeyi düşündü. Yanına birkaç yabani elma koyup dergâha gitti. Pîr’in ayağına yüz sürüp hediyesini verdi ve bir miktar buğday istedi. Hacı Bektaş ona lûtufla muamele ederek, birkaç gün dergâhta misafir etti. Yunus geri dönmek için acele ediyordu. Dervişler Pîr’e, Yunus’un acelesini anlattılar. Hacı Bektaş sordu : Buğday mı ister yoksa erenler himmeti mi? Yunus, buğday istedi. Bunu duyan Hacı Bektaş, tekrar

Devamını okuyun