Canım İzmir! Nasıl da güzelsin bir bilsen, nasıl da güzelsin!..
Eski İzmir’i ve Ege’yi anlatan en güzel kaynaklardan biri. Yunanlı kadın yazar Dido Sotiriyu’nun yazdığı, gerçek olayları çocuk gözüyle ve içtenliği ile anlatan; insanca hislerin, dostlukların özlemle anıldığı etkileyici dili ile bir solukta okunan bir kitap. 1982 Abdi İpekçi Türk-Yunan dostluk ödülünü almış.
Babam sabun yapımcısıydı. Çocukluk yıllarımda ailemle birlikte doğduğum Aydın ilinde yaşadım. O yılların anıları belleğimden silinmiyordu. Babamın arkadaşı Talat Beyler, sokakta oynadığım Rum ve Türk çocukları bugün bile aklımda. Yaşadığım günlerin, duyduğum gerçek olayların o kadar etkisi ve büyüsü altında kalmışım ki bu konuda kitap yazma arzusu içimde çığ gibi büyüyordu…
İzmir’e ilk defa 1910 yılının Eylül ayında geldim. İçinde annemin doldurduğu yedek giysilerle yiyecek bulunan, at kılından örme zembili bir hana bırakıp, yanında çalışacağım kuru üzüm tüccarını aramaya yollandım. Elimde adres, ayaklarımda bana cehennem azabı veren ilk kunduralarım ve üstümde, ince uzun bacaklarıma çok kısa gelen Avrupai bir pantalon…
Rıhtıma gelince herşeyi unuttum. Yepyeni ve dayanılmaz bir tatlılık kapladı içimi. Nereye bakacağımı şaşırdım. Denize mi, hiçbatmadan suyu yarıp giden Hamidiye vapurlarına mı, kafesli balkonları esrar dolu mermer binalara mı? Kaldırım döşeli caddede giden atlı tramvaylara mı? Yoksa hiç çalışmıyormuşcasına bir bayram havası içinde kulüplere ve kahvelere girip çıkan şu neşeli, gürültücü, kaygısız insanlara mı?
Mendireğin üzerinde durmuşum, sokmuşum ellerimi cebime, büyülenmiş gibi kalakalmışım bir an…salatalık, rakı ve istridye kokuları arasında. Bizim köyün çalgıcısı Hristo’nun İzmir hakkındaki masalları oynaşıyor gözlerimin önünde.
Canım İzmir! Nasıl da güzelsin bir bilsen, nasıl da güzelsin!…
Dido Sotiriyu (1909-2004). Benden Selam Söyle Anadolu’ya. 1962. Fransızca’dan Çeviren: Atilla Tokatlı. Alan Yayıncılık. 1993. 9.baskı.
www.babil.com da bulmak mümkün.