Van Gogh’un Başyapıtlarına Özel Bir Yolculuk

Öyle bir sergi ki ortada ne bir müze var ne de tablolar ama olağanüstü bir görsel şölen. Göze, kulağa, tüm duyulara ve ruha ziyafet. Van Gogh’un (1853-1890) yaşamının son yıllarında yaptığı dahiyane eserleri, görüntüler, renkler, ışık ve sesin büyüleyici hareketleriyle bu sergide canlandırılmış. İrisler, ayçiçekleri, zeytinlikler, kendi portresi ve daha birçok eseri, 3300m² genişlikteki mekânda, zeminden duvarlara ve 10 metre yüksekliğindeki tavana kadar tüm alanı kaplayacak şekilde 30 dakika boyunca yansıtılıyor.

Yansıtılan resimler değişirken onlara uygun farklı müzikler eşlik ediyor. Tüm algısal duyuları harekete geçiren bu dijital sanat sergisinde kişi, duyuları yüksek derecede açık halde, sanki dokunsa hissedebileceği çok boyutlu bir dünyaya dalıyor. Resmin içine geçiyor, zaman ve mekân sınırları kayboluyor; sanki insan ışık, renk ve müziğin değişen huzmelerine sınırsızca ışınlanıyor.

Van Gogh’un olağanüstü yaratıcı gücü,  projeksiyon tekniği ve müziğin etkisi ile kat kat büyütülürken ortaya çıkan büyüleyici dünyadan kısa birkaç sahne:

 

 

Duygu Bruce
6 Ekim, 2019

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.