Şaşırtan Karşılaşma

Çok eskiden yaşadım bu anı ben”
  Dersiniz şaşkınlık içinde
  İlk girdiğiniz bir ev, bir merdiven
  Birden güneş vuran pencere
  Ve tam o sırada bir tren düdüğü
  Gelmişti renkler ve sesler bir araya  
  …
  Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?
  

Melih Cevdet Anday

Ne kadar eskiyi hatırlayabilir insan? Unutulanlar nereye gider? Bazen bir kelime, bir ses, gözgöze gelinen bir anlık bakış, bir yer veya bir koku canlandırıverir unuttuğumuzu sandığımız birçok anıyı. Zamanlar ve mekanlar bir olur geçer gözümüzün önünden. Kimi zaman da o anıyı sanki tekrar yaşıyormuş gibi hatırladığımız olur. Öyle anlarda benliğimiz farklı bir hal alır. Bilincimizin sınırlarının nereye kadar uzandığını merak ederiz. Zamanda yolculuk oyunu oynadığımız olur. Geçmişe gider bir göz atarız, sonra geleceğe bakar görmeye çalışırız. Her durakta karşılaşırız kendimizle. Geçmişte, şimdi ve gelecekte kahraman hep aynı kişi, aynı benliktir. Değişen sahnelerdeki yaşanmışlıkların rengi, kokusu, sesleri belirir hafızamızda. Çoğu sahnede hissettiklerimiz ve düşündüklerimiz de sanki tekrar yaşıyormuşuz gibi canlanırlar. Bu oyunu oynarken hayat hikayemize şöyle bir kaç adım dışarıdan bakar, bir yandan değerlendirir bir yandan da güncellemeler yaparız. Mutlu anıların sahneleri uçuşurken hoş, tatlı bir iz bırakırlar. Çok da mutlu olmayan anıların sahneleri ise farklı yansır ekrana. Kimi zaman bir gülümsemeyle hatırlanırlar. Buruk değildir bu gülümsemenin tadı çünkü sahnedeki oyuncu öğrenmiş olmanın verdiği güvenle ve kazanmışlık hisleriyle başka sahnelere devam etmiştir. Gelmiş, geçmiş, şimdi ve gelecek zamanları bağlayan bu bilinç halindeyken kendimizi, ne istediğimizi, hayat amacımızı daha net bilir; hikayenin devamını nasıl tasarlamak istediğimize bakar ve yeniden yazarız.

Geçmişin anıları ile geleceğin mutluluk tasarımları arasında bir yer edinen varlığımız, zamanda yaptığı yolculuktan çıkıp gündelik bilincine geri dönerken hayat amacına uygun yapabileceklerinin farkındalığıyla, umutla işe koyulur.

Hafıza, benlik ve bilinç, böylece, insana devam etme hevesini ve gücünü verirken bir yandan insanı insan yapan değerlere ve bu dünyada geçirdiği zamana anlam kazandırıyor bir yandan geleceğin anılarını örüyor. Bütün hepsi de sanki aynı zamandaymış gibi oluyor…Ne içinde dışında…

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.