Aşk Hali

Aşık, aşkından deli divane halde başka hiçbirşey düşünemez olur. Aklı fikri sevgilisinde, onunla olmadığı zamanda onun hayaliyle yaşar, için için onunla konuşur. Aynaya bakar, kendini onun gözünden görür. Düşünür acaba şimdi o ne yapıyor, o ne düşünüyordur…Uykuya dalarken yine aklında o vardır, gözünü açar aklına ilk gelen şey sevgilisidir, gözleri, çehresi, gülümseyişidir…Nereye gitse, aşkla doludur, diğer işler önemsizleşir. Kimi zaman kendi kendine güler, kimi zaman içini çeker. Aşk hallerini yazmakla bitmez, kelimelere sığmaz. Yaradılışın en başından beri var olan aşk, doğuda batıda tüm dünya edebiyatlarına, müziğe, ruha ilham kaynağı olur, etkileri yaşamda ve hatırlarda kalır… Okuduğum en içli aşk hikayelerinden

Devamını okuyun

Masalsı Şiir

    Su başında durmuşuz, çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze . Su başında durmuşuz. Önce kedi gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra ben gideceğim, kaybolacak suda suretim. Sonra çınar gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra su gidecek güneş kalacak; sonra o da gidecek… Su başında durmuşuz. Su serin, Çınar ulu, Ben şiir yazıyorum. Kedi uyukluyor Güneş sıcak. Çok şükür yaşıyoruz. Suyun şavkı vuruyor bize Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze… Nazım Hikmet  

Devamını okuyun

Ölümden Sonra

 “İnsanlar merak etmeyi sever, bu da bilimin çekirdeğidir.” Ralph Waldo Emerson II. Dünya Savaşı sırasında Karl Skala ve silah arkadaşı, ağır top ateşinden sığınmak için bir tilki inine saklanırlar. Atış isabet eder ve Skala’nın arkadaşı orada ölür. Skala ağır yaralanır. Ölen arkadaşıyla beraber yukarı göğe doğru çekildiklerini hisseder, ve kendilerini aşağıdaki savaş alanına bakarken bulurlar. Ölen arkadaşının bedeninin kendine doğru yaslandığını hisseden Skala yukarı doğru bakar ve parlak bir ışık görür; arkadaşının bedenini de tutar ve birlikte yukarıdaki ışığa doğru giderler. Aniden Skala durur ve sonrasında bedenine geri döner.[i]   Bu top atışı Skala’yı ömrünün sonuna kadar sağır bırakır ama

Devamını okuyun

Bu Dünyanın Ötesinde

Tanınmış bir bilim adamı, Duke ve Harvard üniversitelerinde 30 yılı aşan akademik hayatının yanısıra beyin cerrahı olarak çalışan Dr. Eben Alexander, bilimsel kanıt odaklı yaklaşıma sahip olan bir doktor. Bilincin beynin kimyasal ürünü olduğunu, fiziksel beynin sınırları dışında bilincin var olamayacağı görüşünde. Kısacası beyin durmuşsa, bilinç de yok demektir inancıyla çalışmakta. Yaşam sona erdiğinde ekran kararır ve gösteri biter. Dr. Alexander, bunun aksi deneyimleri yaşayanların anlattıklarını fantazi olarak kabul eder. Derken kendi beyni ölümcül bir bakteriyel menenjit saldırısına uğrar; 7 gün kaldığı komanın sonunda beynin hayati parçası olan neokorteksi artık yok denecek kadar hasar görmüştür, tıbben ölü sayılır. Kendi çalıştığı

Devamını okuyun

Merkez Efendi’nin Çiçekleri

Sümbül Efendi  İstanbul Kocamustafapaşa’daki tekkesinde çevresini saran dervişlerle birlikte yaşamını sürdürürmüş. Ömrünün sonuna yakaştığını hissettiği vakit Halveti geleneğine uygun biçimde kendisine kimin halef olacağını düşünmeye koyulmuş. Günlerden bir gün dervişler şeyhlerini huzurunda otururken Sümbül Efendi  “ A dervişler, ” demiş, “ Hak rahmetinin tecellisi, İstanbul’un taşından toprağından renk renk türlü türlü çiçekler fışkırıyor. Hepiniz bir tane getirseniz gözümüz gönlümüz açılacak.” Dervişler, ilk defa şeyhlerinin kendilerinden bir şey istediğini görüyorlardı. Hem sevindiler hem telaşlandılar. Sohbet dağılıp şeyh halvete çekilince herkes bağlara bahçelere dağıldı. Kucak kucak demet demet çiçek topladılar. Ertesi gün Kocamustafapaşa dergâhı bir çiçek meşherine dönmüştü. Yalnız derviş Merkez Efendi’nin

Devamını okuyun

Nice Aşklar

Hakk’ı arar isen kalbinde ara Kudüs’te Mekke’de Hac’da değildir. Yunus Emre Yunus Emre için Aşk ceylandır, akan ırmaktır, buğday tanesidir, çiçektir, bülbüldür, her yerde her yaratık O’nu över, zikreder. Bu nice aşktır… Sen burda garip mi geldin Niçin ağlarsın bülbül hey Karlı dağları mi aştın Derin ırmaklar mı geçtin Yarinden ayrı mı düştün Niçin ağlarsın bülbül hey  Uykudan gözüm uyandı Uyandı kana boyandı Yandı şol yüreğim yandı Niçin ağlarsın bülbül hey…  (Yunus Emre Divanı, s.111)

Devamını okuyun

Ressamların Bahsi

Gizli bilgiden bir örnek istersen Rum ülkesi halkıyla Çinlilerin hikayesini söyle. Çinliler, biz daha usta ressamız dediler; Rum ülkesi ressamları da bizim ustalığımız daha üstündür davasına giriştiler. Padişah, davanızda hanginiz haklısınız; anlamak için sizi sınamak isterim dedi. Çin ressamlarıyla Rum ressamları huzura geldiler; Rum ülkesi ressamları resim yapmayı daha iyi biliyorlardı. Çinliler, bize bir oda ayırın, verin, bir oda da sizin olsun dediler. Kapıları birbirine karşı iki oda vardı; odaların birini Çinliler aldı, öbürünü Rumlular.  Çinliler, padişahtan yüz çeşit renkte boya istediler. O yüce padişah da hazineyi açtı. Her sabah Çinlilere hazineden boyalar bağışlanmadaydı. Rumlularsa ne resim işe yarar, ne

Devamını okuyun

Gleiser, Yıldız Tozu, Doğu’nun Işığı

Yaradılışla ilgili çok sayıda mitolojik hikaye, efsane, masallar dilden dile anlatılmış. Çağlar boyunca her kültürde semboller, metaforlarla evren ve insan resmedilmiş. Bugün fizikçiler “herşeyin teorisi” üzerinde çalışırlarken, mitler, efsaneler, masallar, hangi kültürde olursa olsun “nereden geldik” sorusuna cevap arayan birçok insan için hala ilgi çekici. Bilinen en eski efsanelerden biri olan Asur’da (İ.Ö.800) yaradılış beş tanrı ile başlar: Anu –hava, Enlil –toprak,  Shamash –güneş veya ateş, Ea –su. Bu dört element kader tanrısı Anunkak ile birleşerek zaman içinde varlığı ortaya çıkarır. Yaradılış böyle başlar. Yunan mitolojisinde başlangıçta sadece kaos, boşluk ve karanlık vardır. Yoklukta, ışık ve aşkla ilk madde, Gaea

Devamını okuyun

Mutluluk

Nerede mutlu olsak? Nasıl mutlu olsak? Ne zaman gelecek mutluluk? Yaşadığımız sürece bu konu gündemimizde her dem taze. Değerlendirmeler, ölçümler derken: az ya da çok mutlu, aşağı yukarı mutlu, bazen var ya da bazen yok, oldu ya da olacak, geçmişte, şimdi, gelecekte…bir zamanda ve mekanda buluruz kendimizi. Belki en son mutlu olduğumuz halin anısı canlanır ya da gelecek mutluluklara dair bir hayal belirir gözümüzde … Bazen sahip olduklarımızla ölçeriz, bazen de isteklerimizin, beklentilerimizin gerçekleşme oranıyla bakarız mutluluğa, ya da sevdiğimize kavuşmanın hayalidir o. Amaçlarımızla birlikte gözden geçiririz mutluluk tahminlerimizi. Bir hesaptır adeta. Elde edilen sonuca göre o anki mutluluğumuz belirlenir.

Devamını okuyun