Astrofizikçinin Evrenle Flörtü

Doğa ve insan hakkındaki bilgimizin sınırları içinde kalıyoruz. Ama durmaksızın bilgiye doğru ilerlemek istiyor, her zaman daha da fazla bilgi edinmeye doğru çabalıyoruz… Bilinmeyen karşısında insanın yanılabilirliğini ve alçakgönüllü olmayı deneyimliyoruz. Aslında kim olduğumuzun sırrıyla karşı karşıyayız.

Devamını okuyun

Sandıktaki Değerler

  Dayanıklılık ve travma konusundaki çalışmaları ile tanınan nöropsikiyatrist Boris Cyrulnik, toplumların dünyayı saran salgın krizine karşı nasıl direnebileceğini açıklıyor : Bu görünmez saldırgana uyum sağlamalıyız. İnsanın evrimi ancak krizler ile gerçekleşir. Bu krizden sonra aileler ve çiftler bir kez daha barış ve huzuru bulacaklar. Krizler, insan olmanın koşulunda vardır. Zaten dünya tarihindeki kültürel devrimleri mecbur kılan birçok salgın biliyoruz. Her salgın veya doğal afetle birlikte kültürel bir değişiklik olmuştur. Travmadan sonra yeni kurallar ve birlikte yaşamanın yeni yollarını keşfetmeye çalışırız. 1348 veba salgını sonrasında Avrupa’da toplumsal değerlerin ve üretim ilişkilerinin nasıl değiştiğini hatırlatıyor: Orta çağlarda, ev hapsinin gerekli olduğunu

Devamını okuyun

Kendi Kendine

  Senin içinde bir can var, o canı ara Senin dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara. –Rumi “İnsan, sadece yalnız olduğunda merak eder de gerçeği araştırır,” der Einstein. Büyük düşünür Goethe de yaratıcı ihamın ancak yalnızken geldiğini söyler. En beğendiğim psikologlardan biri olan Winnicott ise, çocuk gelişiminin başta gelen göstergelerden birini “kendi kendine kalabilmek kapasitesi” olarak tanımlar. Tabiat aşığı Amerikalı filozof ve yazar Henry David Thoreau manevi (spiritüel) keşiflerini orman yürüyüşlerinde yaptığını söyler. Yalnız başına yaptığı bu yürüyüşlerin, kendisini manevi kaynağına bağladığını, zengin ilhamlar verdiğini; ayrıca beden ve ruh sağlığına iyi geldiğini açıklar. Tabiatla yaşadığı birlik duygusu hakkında

Devamını okuyun

Çiftçi ve Palmiye Ağacının Hikâyesi

  Al Ula’da yaşayanların anlattığı bu hikaye yıllar önce çölde emekle ve sevgiyle kurdukları bu vahada geçer. Bir gün meyva ağaçları yetiştiren bir çiftçi  meyva bahçesindeki palmiye ağacı ile tartışmaya girişir ve ona “Seni sulamayacağım,” der. Palmiye ağacı bir daha hiç sulamazsa bile ölmeyeceğini söyler. Bunun üzerine çiftçi “Seni aşılamayacağım,” der. Palmiye yine ölmeyeceğini söylerek aynı cevabı verir. Çiftçi bu defa onu bir daha ziyaret etmeyeceğini söyler. Ağaç o zaman öleceğini söyler. İnsan ve ağaç arasındaki bağın kuvveti ne güzel anlatılmış bu hikayede. Sadakatin hikmeti insanla insan, insanla bitki ve hatta bitkiler arasındaki bağları dahi anlamlı ve değerli kılan nitelik

Devamını okuyun