Kahkaha, iki insan arasındaki en yakın mesafedir.
–Victor Hugo
Kahkaha sesinin evrensel olduğunu belirtir dilbilimciler ve psikologlar. Gülme içgüdüsü ile yaratılan insanı “ neler güldürür ? ” sorusunu antik Yunan çağından beri araştıran filozoflar ise, insanın kendi eski hallerine güldüğünü ve diğerlerinin başına gelen terslikler, beklenmedik durumlar karşısında duyduğu bir çeşit üstünlük hissinin onu güldürdüğünü anlatırlar. Plato’dan 2500 yıl sonra Nietzsche, kahkahanın, sadece insanların hissettiği varoluşsal yalnızlığa ve ölüm hissine bir tepki olduğunu öne sürer. Neşe ve mizah ile tetiklendiği zaman “gülmek sağlığa iyi gelir, kan dolaşımını düzenler, mutluluk hormonlarının salgılanmasına yol açar” teorisi Freud tarafından doğrulanır: Gülmenin, insandaki gerginliği ve sıkışmış psişik enerjiyi rahatlattığını açıklar Freud, ve böylelikle insanın üzgünlük, öfke ve hayal kırıklığı hisleriyle başa çıkabileceğini belirtir.
Günümüzün tanınmış nöropsikiatristi Boris Cyrulnik, gülmenin, insanları bir araya getiren sosyal ve birleştirici işlevini vurgular :
Birlikte gülersek arkadaşız. Aramızda bir yakınlık duygusu olur. Bizimle gülmeyenler ise bu yüzden yabancıdır ve onlara karşı biraz saldırgan olabiliriz.
Bir restoranda olduğunuzu düşünün: Tüm arkadaşlarımızın güldüğü bir masadaysak, onlarla birlikte güleriz. Ama yan masada insanlar gülüyorsa, kahkahaları bize rahatsızlık verir. Gülmenin böyle sosyalleştirici bir işlevi var; kimi hayvanların yaptığı gibi bizim de uyguladığımız duyusal bir tepkidir gülmek. Mizah değil – ama yine de önemli.
Farklı gülme çeşitlerini altında yatan sebeplere göre şöyle açıklar Boris Cyrulnik:
Hakimiyet gülüşü
“Birçok diktatör, tahakkümcü, kahkahayı başkalarını incitmek, aşağılamak için kullanır. Diktatörlük rejimlerinde, hakim olanlar, hakimiyeti altında olanlarla alay ederek onları alaycı gülüşlerle aşağılarlar.”
Direnişin gülüşü
” Diktatörlerin kahkahaları varsa, direnişçilerin de gülüşü vardır. Örneğin, II.Dünya Savaşı sırasında Almanya işgalindeki Fransa’da işbirlikçi rejime karşı direnen gençlerin gülüşü… ” Zazous – denen bu gençler diktatörle alay eden küçültücü yazı yazarak herkesi güldürmüşler, sonra da çoğu cezaevine gönderilmişti. Bu gençler, diktatörün yasasına karşı çıkma işlevi gören direniş kahkahaları ile “Bachibouzouk” tanımıyla tarihe geçerler.
Gergin kahkaha
Boris Cyrulnik, gergin gülüşü “Çok rahatsız bir insanın kahkahası ” olarak açıklar. Rahatsızlığını gidermek için cümlelerinin sonunda gülüyor ya da kıkırdıyormuş gibi davranan kişinin gülüşü “gerçek bir gülüş ya da neşe kahkahası değil, o andaki endişesini, gerginliğini yatıştırmak içindir.”
Beklenmedik anda karşı konamayan gülüşler
Pantolon mizahı örneğini verir: “Biri gösterişli bir şekilde sahneye çıkıp pantolonu çözülüp düşerse bu sizi her zaman güldürür.” Bu tür gülüş, bir terslik veya norm dışı, beklenmedik bir durum karşında verdiğimiz içgüdüsel tepkidir.
Savunma gülüşü
Yaşanan ya da olası bir dramla araya mesafe koymak, kendimizi trajediden uzaklaştırmak ve olumsuz hissiyatımızı dönüştürmek, başkalaştırmak işlevi olan gülüş. ” Hastalık ve ölümün temsilleriyle oynadığımızda gülerek araya koyduğumuz mesafe bizi gerçeğinden daha az korkutur. ” Tıpkı Dante’nin ölümsüz eseri İlahi Komedya ‘da yazdığı gibi, bundandır insanın sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşaması…Trajedya ve komedi arasındaki incecik ayırımın gülüşüdür bu, trajediyi adeta komikliğe dönüştürerek insanın acısını hafifletir.
Yaratılışla bir gelen gülüş ve kahkahaların belki en hakikisi, en safı da bebeklerin ve çocukların düşünmeden içten gelen gülüşleridir; insanlığa neşe ve umudu vaat ederler, o zaman biz de gülümseyiveririz.
Duygu Bruce
France Inter 6 Ağustos 2020 röportajdan alıntı
https://www.psychologicalscience.org/observer/the-science-of-humor-is-no-laughing-matter