Kedi Duruşu ve Kader Arasındaki Adım

 

İnsanlığın ilerleyebilmesi uğruna, gurur veren yüce cesaret derslerinin olması gerekir.   

Efsanevi Fransız yazar ve şair Victor Hugo (1802-1885), büyük eseri Les Misérables‘da, tereddüt ve kararsızlığı  bir kedinin duraklamasına benzeterek anlatır :

Kedilerin yarı kapalı bir kapının eşiğinde uzanarak duruşunu çoğu insan deneyimlemiş ve “Hadi içeri gelsene ! ” demiştir. Kedinin eşikteki duraksaması, önlerindeki bir meselenin kapısı yarı açık iken, olası iki çözüm arasındaki kararsız kalıp duran insanlara benzer. Ancak bu tür insanlar, talihin cilvesiyle aniden kapanıveren kapıda ezilme ya da sıkışma riskini taşırlar. Tabiatları gereği aşırı ihtiyatlı olan kediler, bazen cüretkâr olanın maruz kaldığı tehlikeden daha fazlasına maruz kalırlar.

Eserdeki kahramanların biri olan Fauchevelent’in tereddütlü halini tasvir ederken Victor Hugo, arka planda Fransız Devrimi’ne atıf yaparak cüretkâr olmanın vazgeçilmez öenmi hakkında yazar :

Cesaret etmek, ilerlemenin bedelidir. Tüm yüce fetihler, cesaretle gelen ödüllerdir. Devrimin gerçekleşmesi için, Montesquieu’nun bunu önceden görmesi, Diderot’un vaaz vermesi, Beaumarchais’in ilan etmesi, Condorcet’in hesaplaması, Rousseau’nun önceden tasarlaması yeterli olmayacaktı; devrimi harekete geçirecek olan adım, Danton’un bunu göze alıp cesaret etmesiydi.

[…] İnsanlığın ilerleyebilmesi uğruna, gurur veren yüce cesaret derslerinin olması gerekir. Cüretkâr eylemler tarihin gözünü kamaştırır ve insanın en büyük ışık kaynaklarından biridir. Şafak yükseldiğinde cüret etmiştir.

Başlangıcı yapmaya, cesaretli olmaya, sebat etmeye, kendi benliğine sadık olmaya, kaderi fiziksel ve ruhsal karşılamaya, kendi duruşunu korumaya, haksız güce karşı durmaya teşebbüs etmek işte bu davranış, milletlerin ve insanlığın ihtiyaç duyduğu örnektir, bu ışıktır onları elektriklendiren.

 

Göz alıcı bu parlak şimşek Prometheus’un meşalesinden çakıp gelerek dünyadaki teslim olmayan gözü peklere ulaşır,”  der Victor Hugo, okuyucunun kalbi ve zihni üzerinde derin bir etki bıraktığı bu ölümsüz eserinde. Bundan iki yüz yıl önce söyledikleri hala gerçekliğini korumakta. Bugün yeryüzündeki insanlığın yücelerek ilerleyebilmesi için muhtemelen Prometheus’un meşalesinden gelen ışığa hala ihtiyaç var.

 

Duygu Bruce

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.