Evrenin Müziği

Tellerin uğultusunda geometri, gezegenlerin aralıklarında da müzik vardır.

Bilge filozof ve bilim adamı Pisagor (yaklaşık MÖ 570), Yunanistan’ın Samos adasında doğdu. En bilinen temel matematik teorisi  a2 + b2 = c2  ile tabiatta, mimaride, müzikteki bir çok oranı açıklar. Müzik ile matematik arasında gizemli bir bağlantı olduğunu öne sürerek gezegenlerin matematiksel denklemlere göre hareket ettiklerini ve hareketlerinden yayılan rezonansın müziksel notalarda karşılığı olduğunu belirtir. Bunu evrenin müziği anlamına gelen musica universalis olarak tanımlar.

Pisagor teoreminin çizimi. Kenarları iki ayak (mavi ve kırmızı) olan iki karenin toplamı, kenarı hipotenüs (mor) olan karenin alanına eşittir.

Sayıların tüm varlıklarda bulunan temel unsurlar olduğuna ve bir bütün olarak evrenin ahenkli frekanslar ve sayılardan oluştuğuna inanır.

Pisagor ayrıca, Dünya’daki yaşamın, insan kulağı tarafından algılanamayan ilahi ses frekanslarının suretini yansıttığını ileri sürer. Bedensel duyularımız tarafından algılanamayan varlığa atıfta bulunarak şöyle der:

Bulutun ve bulutun gölgesinin üzerinde yıldız ile yıldızın ışığı vardır.

Gerçekliğin var olması için zorunlu olan iki zıt kutba işaret ederek :

Işık varsa karanlık da vardır; soğuk varsa, sıcak; yükseklik varsa derinlik; katı varsa, akışkan; sert varsa yumuşak; pürüzlü varsa pürüzsüz; sakin varsa fırtına; refah varsa, sıkıntı; eğer yaşam varsa, ölüm vardır.

Ruhun, niteliğine uygun belirli frekanslardaki titreşimlerden oluştuğundan emin olarak, müziğin ruh üzerindeki uyandırıcı ve sakinleştirici etkilerini tespit eder. Belirli ölçülerdeki müzik frekanslarını bedeni ve ruhu arındırmak için kullandığı da Eflatun’un (Platon, MÖ 427) yazılı kayıtlarında geçer. Aynı kayıtlarda, Pisagor tüm yaratıkları kapsayan hümanistliği ve alçakgönüllü oluşuyla tanındığı ve tüm hayvanlarla kuvvetli iletişim kurabildiği anlatılır.

Müzikteki aralıklar ve gezegen yörüngelerinin hızı ve rezonansı hesabından hareketle, tüm aralık oranlarının frekansının 3: 2 oranına dayandığı bir müzik akort- ayar sistemi icat eder.

“Saf mükemmel beşinci” olarak da bilinen bu oran, günümüzde hala kullanılmaktadır çünkü en ahenkli ve kulakla akort etmesi en kolay olanlardan biridir.

Franchino Gaffurio’nun Theorica Musicae (1492) adlı kitabından, Pisagor’u çanlar, bir tür cam mızıka ve monokord boruları akort ederken gösteren ortaçağ gravürü. 

Pisagor, Rönesans dönemi dâhilerinden hümanistlere, Platonik okulun mathēmatikoi filozoflarına kadar birçok düşünce sistemi üzerinde silinmez bir etki bıraktı. Daha sonraları Eflatun, astronomi ve müziği, “duyuların ikiz çalışması olarak tanımlar : gözler için astronomi, kulaklar için müzik ve her ikisi için de gerekli olan sayısal oran bilgisidir.”

Eflatun’un  diyaloglardan biri olan Timaeus’un Latince tercümesinde Pisagor’un etkilerini görmek mümkün. Orta Çağ el yazması, Gallica Dijital Kitaplığı

Pisagor’un matematikte öncü keşifleri ve Musica universalis teorisinden 2500 yıl sonra, çağdaş astrofizik alanındaki bilim insanları, gezegenlerin yörüngelerindeki dönme hareketiyle orantılı rezonansta müzik yaydığını keşfettiler. Bu bilgiyle Dünyalılar, esrarengiz kırmızı gezegenin titreşimlerini ölçmek ve çözmek için Mars’a uydu gönderebildiler.

Güneş sistemimizdeki her bir gezegenin gizemli müziğini, insanı hayrete düşüren ses ve görüntü kaydını aşağıdaki bağlantıda izleyebilirsiniz :

 

 

Duygu Bruce
11 Mart 2021

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.