Evvel zaman içinde kalbur saman içinde; çok eski bir çağda, Atina şehri ve çevresi Attika yöresinin himayesi tanrılardan birisine verilecek ve o tanrı Atina’nın koruyucusu olacaktı. Bu emaneti kimin taşıyacağını belirlemek için büyük bir yarışma yapılacaktı. Yarışma, Atina şehrine tepeden bakan kayalık tepenin üzerinde yükselen Parthenon Tapınağı’nda, ilk Atina kralı Cecrops’ın tanıklığında gerçekleştirilecekti.
Görkemli yarışmanın iki adayından birisi adalet, bilgelik ve savaş becerileri tanrıçası Athena; ikincisi de denizlerin tanrısı Poseidon‘du. Şehrin koruyuculuğunu kazanmak için Athena ve Poseidon’un her biri halk için değerli ve yararlı bir hediye sunacaklardı. Atinalılar için en değerli ve faydalı sayılacak hediyeyi hangisi sunarsa, Atina’nın hamisi olarak onurlandırılacaktı.
Hediyesini ilk sunan Poseidon oldu. Meydana geldi ve tüm gücüyle kayalık zemine üç başlı mızrağını vurdu ve vurduğu yerden su fışkırdı. Halk suyu tadınca suyun tuzlu olduğu anlaşıldı.
Sıra Athena’daydı. Meydanda öne doğru ilerledi. Mızrağını yere sapladı, diz çöktü ve mızrağın açtığı oyuğa usulca küçük bir dalı gömdü. Ektiği yerde topraktan bir zeytin fidanı çıktı. Sonuçtan memnun, sakince Kral Cecrops’i gelip tanıklık etmesi için meydana çağırdı. Poseidon, tüm öfkesiyle Athena’ya meydan okudu, ancak Zeus müdahale etti ve kentin koruucusun hangisi olacağına dair karar verilmesi için ilahi bir mahkeme kurulmasını emretti. Olympus tanrıları mahkeme kurulu, hediyelere bakıp, Cecrops’ın tanıklığını dinledikten sonra Athena’yı seçmeye karar verdi.
Meyveleri ile besleyen, yağı ile lambaları aydınlatan, yemek pişirmekte kullanılan ve çeşitli hastalıklara deva ilaç olan zeytinin her bir parçası yaralı ve değerliydi. Yapraklar kışın hayvanlarını doyurur, odunu ocakta, kuzinede çok hoş bir koku verirdi, ayrıca kayık ve ev yapımında da kullanılırdı. Athena’nın vermiş olduğu ilk zeytin ağacı böylece en değerli armağan olarak seçilince Atina topraklarını koruma hakkına sahip oldu. Bu nedenle de şehir Atina adını aldı.
Antik çağdan hatta evvel zamandan beri zeytin ağacı, barışın, bereketin, dayanıklılığın ve yeniden canlanmanın kutsal sembolü olarak kabul ediliyor. Bugün Atina Akropolisi arazisinde büyüyen zeytin ağaçlarının yarışma gününden bugüne geçen zamanın tanıkları olduğu ve Athena’nın yetiştirdiği zeytin ağacının nesilleri olduğuna inanılıyor.
Duygu Bruce
