Ölümün Eşiğindeyken İnsan Bilincinde Yaşananlar

Ölümün eşiğinde yaşanan berraklık, farkındalık ve öteki dünyaya ait “uhrevi” duygular hakkında saygın doktorların hayret uyandıran tıbbi raporları İnsanlar merak etmeyi sever ve bu bilimin çekirdeğidir. -Ralph Waldo Emerson İkinci Dünya Savaşı sırasında Avusturyalı şair ve yazar Karl Skala (1924–2006), birliğiyle beraber Rusya’ya savaşmaya gider. O ve silah arkadaşı Hannes, topçu ateşine yakalanınca  bir tilki inine sığınırlar. Hannes vurulur ve orada ölür. Skala ağır yaralanır ve her ikisinin de gökyüzünde yükseldiğini ve kendilerini, aşağıdaki savaş alanına bakarken bulduğunu hisseder. Arkadaşının ölü bedeninin ağırlığını üzerinde hisseden Skala başını yukarı kaldırır ve parlak bir ışık huzmesi görür;  arkadaşını tutarak ışığa doğru ilerler.

Devamını okuyun

Pervâne’nin Hikâyesi

  İranlı âlim, şair, bilge hekim, Ferîdüddin Attâr’ın (c. 1142 – 1221) Mantıku’t Tayr adlı eserinden bir alıntı   Bir gece toplandı pervâneler çırpışan bir hâlde Mumun ışığı hakkında hakikati öğrenmek için İçlerinden biri dedi ki : “Hepimiz birden gitmeyelim; birimiz gidip mumu bulsun, sonra dönüp bize haber versin.” Bunun üzerine pervânelerden biri yola çıktı; uzakta bir sarayın içinde yanan mumun ışığına doğru uçtu. Göz ucuyla şöyle bir baktı dışarıdan, daha yaklaşmadı. Sonra, döndü geri geldi ve gördüğünü, anladığı kadarıyla diğerlerine tarif etti. Aralarında kılavuz olan pervâne söylediklerinin hiçbirini  ciddiye almadı : “Onun alevden haberi bile yok…” dedi. Derken ikinci

Devamını okuyun

İnsanın Ebedi’ye Yakın Olma Dürtüsü

Nobel ödüllü yazar Romain Rolland’ın, Sigmund Freud’u ziyareti, dostlukları ve bilinçaltının gizli köşelerine erişmeyi nasıl başardığı hakkında Fransız Nobel ödüllü yazar Romain Rolland (1866-1944), Sigmund Freud‘un (1856-1939) öncü analizleri ve bulgularının yeni ufuklar açacağını 1900lerin başında öngörmüştü. Freud’u bu kara kıtada cesur bir yoldaş ve dâhi bir seyrüseferci olarak kabul etmişti. 1924’te, Freud ve kızı Anna Freud’u Viyana’daki dairelerinde ziyareti sırasında gördüğü Freud’un çalışma odasını hayret içinde tarif eder: Küçük tanrılarla, fetişlerle, muskalarla, insanlığın erotik ve dîni rüyalarının hayâlî yansımalarıyla dolu bir oda !   Arkadaşlıkları düzenli mektuplaşmalarla devam eder. Tartıştıkları konular,  insan dürtülerinin itici gücü, bilinçaltına erişim, id-ego-süperego arasında

Devamını okuyun