Kendi Kendine Telkinin Başarısı

 

Eczacı ve psikolog Émile Coué’nin ruhsal ve fiziksel hastalıkları nasıl iyileştirdiği hakkında

“ Birini tedavi etmeden önce sor, onu hasta eden şeylerden vazgeçmeye niyetli mi ” diye öğütlemiş Hipokrat (M.Ö. y 460-370).

Eflatun (M.Ö. y 447-347) herhangi bir tedavinin başarıya ulaşması hakkında şöyle der :

Bütünün tedavisi olmadan parçanın tedavisine; ruh olmadan bedenin tedavisine kalkışılmamalıdır.

Antik çağdan bu güne dek filozoflar ve tıp bilginleri, insanın düşünce gücünü, meydana getirdikleriyle ölçmeye çalışmış ve bu gücün öngörülemeyen bir potansiyele sahip olduğunu öne sürmüşler.

“ İnsan ne düşünürse odur ” ve “ Düşünüyorum demek ki varım” deyişleri evrensel dile yerleşmiş. Var oluşla düşünceyi bir tutan bu görüşe göre insan bilincinde güçlü bir akım gibi cereyan eden binlerce düşüncenin benimsenenleri eyleme geçme ivmesini taşır ve eylemle bir somutlaşır. Davranışı meydana getiren düşünceler insanın psikolojik ve ruhsal yapısını oluşturur, karakter özelliklerini tanımlar.

Düşünceden hareketle varılan karakter oluşumu esnasında meydana gelen arıza veya aksaklıkları, çağlar boyu, hipnoz, şifacılık, psikosomatik, hatta Şamanizm’e uzanan tedavi yöntemleriyle gidermeye çalışmış insanlık. Bundan yüz yıl önce Émile Coué (1857-1926), bir takım ruhsal ve fiziksel işlev bozukluklarının sebebini de geriye doğru iz sürerek insanın düşüncesinde arar. Çoğu farkına varılmayan bilinçaltı düşüncelerin gölge edenlerini, endişe, üzüntü, hastalık tetikleyenlerini ya da etrafa zarar verenlerini,  insanın kendine farklı düşünce aşılayarak iyiye dönüştürebildiğini bulur :

Birçok hastalığın kaynağı olan bilinçaltımız, fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklarımızın da tedavisini de kendi sağlayabilir.

Önerdiği tedavi, insanın düşüncesini yönetmesi ve işe yarar düşünceler işlemesi gücüne dayanır.

Bunun mantık sınırları dahilinde mümkün olduğunu birlikte çalıştığı yüzlerce vaka üzerinde ispat eder. Bilinçli Oto-telkin Yoluyla Ustalaşma  adlı çok satan kitabında, böbrek sorunları, diyabet, hafıza kaybı, migren vakaları, egzama, kekemelik, astım, vb ile bazı ruhsal hastalıkları için gelen bir çok hasta üzerinde bu yöntemin nasıl başarılı olduğunu açıklar.

 

İnsan kendi düşüncelerinin efendisi olduğuna inanarak o hâle gelir.
Güvenle, inançla, azimle yapılan bilinçli oto-telkin, kendini gerçekleştirir.

Düşüncelerimizin her biri, iyi veya kötü, somutlaşır, maddeleşir ve kısaca bir gerçekliğe dönüşür. Oto-telkin, doğuştan sahip olduğumuz ve hayatımız boyunca oynadığımız bir araçtır, tıpkı bir bebeğin çıngırağıyla oynaması gibi.  Diğer herhangi bir alet için olduğu gibi nasıl kullanılacağını öğrenmeniz gereken bir alettir. Deneyimsiz ellerde mükemmel bir silah tehlikeli bir araçtır; dikkatsizce ve bilinçsizce tutarsanız sizi yaralayabilir hatta öldürebilir. Ancak aynı eller ne kadar becerikli olursa, mermileri hedefe o kadar kolay yerleştirirler.

Kendine telkini bilinçli bir şekilde nasıl kullanacağınızı bildiğinizde hayatınızı kurtarabilir. Ezop‘un dil için söylediği gibi :

Dil, dünyadaki hem en iyi hem en kötü şey olabilir. 

Nancy’deki klinikte çalışırken, 1922

Hastalar, inanarak oto-telkini düzenli tekrarlarla uyguladıklarında sonuç yüzde 93 başarılı olur.  Ona göre bilinçli oto-telkin uyandırmanın zor olduğu iki sınıf insan vardır :

  1. Kendilerine söylenenleri / söylediğini anlayamayacak zihinsel gelişime sahip olanlar
  2. Anlamak istemeyenler.

Yöntemi basittir. Bir çoğumuzun aslında bildiği “ Bir şeyi kırk kere söylersen olur ! ” deyişini anımsatır. Hastalarına sabah ve akşam en az yirmişer kez şu cümleyi tekrarlamalarını önerir :

HER GÜN, HER AÇIDAN, DAHA DA İYİLEŞİYORUM.
Kişi aklında,  “her açıdan” kelimelerini vurgulamalıdır, o zaman psikolojik, ruhsal veya fiziksel, her ihtiyaca göre uygulanır.  Bu genel öneri, özel olanlardan daha etkilidir.

Şifacıların, hipnozcuların kullandığı araçların hepsi oto-telkine dayanır, yöntemleri ne olursa olsun, kelimeler, sihirli sözler, mimikler, jestler, sahneleme, hepsi hastada iyileşme oto-telkinini üretir.

 Kitabın sonunda şöyle yazar :

İnançla desteklenen telkin, müthiş bir güçtür. Kendi kendine telkin ilkesini asla gözden kaçırmayın: Her zaman ve her şeye rağmen iyi bakmak, olaylar bunu haklı çıkarmıyor gibi görünse bile.
Bu yöntemle düşüncelerimizi, fiziksel-ruhsal varlığımızı iyileştirmek, ahlâki yoldan sapmamak ve ruhumuzu yüceltmek için terbiye edebiliriz.

Duygu Bruce

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.