Duygusal Beynin İşleyişi ve Duygusal Kabiliyetler

Tomertu, Shutterstock

“Bir eş seçimi ya da evlilik kararını verirken bunu, kuru bilişsel matematik hesabına dayanarak yapamayız,”  der duygusal davranış biçimlerimizi neyin belirlediği konusundaki araştırmasıyla bilinen nörobilimci Richard Davidson. “Bu kararı vermek için duygularımıza başvururuz. Duygularımız kesintiye uğrayıp bozulmuş ise, bu tür kararlar alma kapasitemizi gerçekten olumsuz etkileyecektir.” 

Duygusal beynin işleyişini değerlendirirken duygusal tarzımızı oluşturan ve doğuştan gelen altı kabiliyeti tanımlar. Bu kabiliyetler DNA’mızda temsil edilen biyolojik faktörlerle ve ailevi geçmişimizde hüküm süren psikolojik faktörlerle belirlenir. Her kabiliyet, temsil ettiği duygusal tarza has aktiviteleri ile beyinde görüntülenebilir, dolayısıyla teorik olgular değil yaşanan gerçektir. Her biri, düşükten yükseğe doğru ilerleyen bir boyutta ölçülür. Kişinin duygusal tepkilerine bakılarak, boyutların üzerinde hangi düzeylerde bulunduğu ölçülür ve genel duygusal tarzı değerlendirilir. 

Her duygusal tarz, yoğunluğu, türü ve süresi farklı olan duygusal tepkiler silsilesinden oluşur. Tıpkı her insanın kendine özgü bir parmak izi ve yüzü olduğu gibi, her birimizin de bizi biz yapan eşsiz bir duygusal profili vardır.

Esneklik Tarzı

Duygusal ya da başka bir zorlukla karşı karşıya kaldığınızda, geri zıplar ve azimle devam eder misiniz ya da bu ölçeğin düşük ucunda bir tür depresif halde kalıp vazgeçer misiniz?

Bakış Tarzı

Duygusal bulutların görüşünüzü karartmasına ve büyük resimde pozitif olanı görmenize engel olmasına izin veriyor musunuz? Yoksa ne olursa olsun pozitif tarafı görme eğiliminde misin?

Sosyal Sezgi Tarzı

İnsanların beden dilini, yüksek uçta “psişik” olarak bilinen bir dereceye kadar okuyabiliyor musunuz, yoksa bunlara şaşırıyor – hatta kör mu kalıyorsunuz?

 Öz Farkındalık Tarzı

Düşüncelerinizi ve duygularınızı biliyor musunuz ve vücudunuzun size gönderdiği mesajlara kulak veriyor musunuz? Yoksa boyutun düşük seviyelerinde ne yaptığınızı neden bilmeden hareket ediyor ve öylesine tepkiler veriyor musunuz? Derindeki benliğinizi ne kadar net duyabiliyorsunuz?

 Bağlama Duyarlılık Tarzı

İnsanlar size davranışınızın çok uygun olmadığını söylediğinde şaşırıyor musunuz? Sosyal etkileşim kurallarına saygı duyuyor musunuz?

 Dikkat tarzı

Duygusal ve zihinsel dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırabilir, fazla veya istenmeyen düşünceleri kovalayabilir ve dikkatinizi odakta tutabilir misiniz yoksa dış uyaranlar size kolayca kaçırılabilir mi?

Araştırmasında bu tarzları ve boyutlarını belirledikten sonra sorduğu temel soru ise:  Duygusal tarzımızı değiştirmek için yapabileceğimiz bir şey var mı, dahası, yaşamın zevklerine ve mağduriyetlerine verdiğimiz tepkiyi değiştirebilir miyiz?  Richard Davidson’a göre duygusal davranış biçimleri –yani tarzımız bir yandan doğuştan itibaren aktif çalışan nöron ağlarıyla sabit olacak şekilde bağlanırken, diğer yandan, beynin nöroplastisitesi (nöronal esneklik) sayesinde, çalışarak bu nöron bağlantılarını daha sağlam ve daha dengeli bir duygusal profil elde etmek üzere uyarlayabiliriz. Her ne kadar karamsar tabiatlı olan ne dünyayı pembe ışıkta görecek ne de gerçeğin tamamını, onu aydınlatan ışık altında görebilecek, ama yine de iyi bir tarafını görmeye çabaladığı takdirde, “yaşamın köşelerinde” bir zevk bulabilir.  “Yıkıcı duyguları düzenlemenin anahtarı, dikkat vererek odaklanma ve beraberinde düzenli olarak alıştırma yapmaktır,” der Richard Davidson. İnsan ancak böyle davranmayı benimserse yaşamın olumsuz olaylarına verdiği tepkileri değiştirebilir. Dikkatin, her şeyin temel taşı olduğuna inanan psikoloji biliminin kurucusu William James’in yüzyılın başında söylediğine atıfta bulunur:

Dağılan dikkati istekle, gönüllü olarak tekrar tekrar toplayıp odaklayın; odaklanmış dikkat, kararın, karakterin ve iradenin kökenidir.

Dikkatin eğitimi üzerine, vücuda ve nefese odaklanmayı içeren dikkat, öz farkındalık (mindfulness) uygulamaları önerir. Dikkat dağıtıcı ve rahatsız edici düşüncelerden uzaklaştıran bir başka pratik yöntemden daha bahseder:

… İlginç olmayan bir şeye dikkat etmeyi öğrenebilirsek, dikkatimizi gerçekten güçlendirmeye yardımcı olabilir. Dikkatimiz, uyaranlara bağımlıdır. Çevremiz tarafından çekilir, kapılır ve dağılır. Yine de zihnimizin dümeni olabiliriz, onu gitgide kendi isteğimiz doğrultusunda yönlendirmeye çabalamak, dikkatimizi toplu ve odaklı tutma kapasitemizi güçlendirecek, gönüllü yapar hale gelmemizi sağlayacaktır.

Bu basit stratejinin, beyindeki dikkat devrelerini değiştirdiği ve düzenlediğini bulan araştırması sonucunda “Duygusal durumumuzu iyileştirmek” diyor Richard Davidson, “yaşamın dertleriyle karşı karşıya kaldığımızda yüksek düzeyde pozitif hissiyatı koruyarak mümkün olur. Esnek bireylerin içsel gücü, olumsuz hisleri duymadıklarından değil, olumsuz hisleri, içlerinde sürdürmediklerinden kaynaklanır.”

 

Duygu Bruce
29 Eylül, 2019

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.