2019’da Kaf Dağının Eteklerinde En Sevdiklerim

Geldik 2019’un sonuna, bir dönemi daha geçerek 2020 li yıllara başlıyoruz. Yakında Kafdağının Eteklerinde 5 yılını tamamlıyor. Bunca zamandır takip ettiğiniz, okuduğunuz, ve zengin yorumlarınız için yürekten teşekkürler. Gönlünüzce zengin, sağlıklı, her anlamda bereketli, sevgisi, neşesi bol bir yeni yıl diliyorum. 2019 yılına dönüp baktığımda Kaf Dağı’nda en çok beğendiklerimi aşağıdaki listede sıraladım. Siz de beğendiklerinizi yazar mısınız? Hem sizleri daha iyi tanımış olurum hem de gelecek yazılara ışık tutar… 5. İnsan ve Sanatı Arasındaki İlişki Buradan okuyabilirsiniz. 4. Sessiz Arkadaşlarımız Bitkilerin Akıllı Dünyası  Buradan okuyabilirsiniz. 3. Lokman Hekim’in Defteri  Buradan okuyabilirsiniz. 2. Algılananın Ötesindekiler Buradan okuyabilirsiniz. 1.  İlahi Komedya

Devamını okuyun

İnsanla Sanatı Arasındaki İlişki

  Eserleri ile ölümsüzleşen Victor Hugo, hayatının amacı olmuş çalışmaları hakkında şöyle der: Yarım yüzyıldır düşüncelerimi yazı, şiir, tarih, drama, romantizm, gelenek, hiciv, övgü ve şarkılarla yazıyorum… ama içimde saklı olanın binde birini dahi söylemediğimi hissediyorum. İçinde var olan derin yaratıcı gücü, çok değerli eserleriyle ortaya koyar. En sevdiğim yazarların başında gelen Victor Hugo’nun,  “ yazar, insanın içinde sıkışıp kalmış bir dünyadır ”  sözünü, Auguste Rodin, yaptığı büstte ustalıkla ifade eder. Yazmak, heykel veya resim yapmaktan, dans etmenin cazibesine kadar, neden sanat yaptığımıza ve ilhamın akışına dair işte birkaç cevap. Olağanüstü koreograf Maurice Bejart, dansa ilham veren kaynağa atıfta bulunarak

Devamını okuyun

Dansla Gelen Mutluluk

  “Dans ederken insan, sinema, roman ve dahası: şiir, sevgi ve hassasiyeti bulur,” der olağanüstü koreograf, opera yönetmeni ve dansçı Maurice Bejart. Nörıobilim, beyinlerimizin, müzikle ahenk içinde hareket etmek üzere düzenlendiğini keşfetmeden çok önce dans var idi. İnsan, bebek, çocuk, genç ya da yetişkin, yaşı ne olursa olsun, içgüdüsel olarak müziğin ritmine uyar. Son bilişsel araştırmalar, insanların evrensel olarak müziğe doğru çekildiğini ve senkronize olmaya hazır bulunduğunu belirtmekte. Dahası, ritmik hareketin, ruh halimizi yükselttiğini, zihinsel ve duygusal dalgalanmaları düzene koyduğunu ve insanı daha mutlu kıldığını gösteriyor. İlk çağdaki kabilelerden günümüzün toplumlarına kadar uzanan dansın büyüsü bizi daha mutlu kılmakla kalmıyor,

Devamını okuyun