Eski Mısır’da Ruhun Ölümden Sonra Yargılanması

 

Doğruluk ve adalet tanrıçası MAAT, başında taşıdığı tüy hesap gününü temsil eder. Wikimedia Commons

Eski Mısırlılar (MÖ 3100) ruhun ölümsüzlüğüne ve ölümden sonra hayata inanırlardı. Ani papirüsünde ruhun öbür dünyaya yolculuğu ve ilahi yargı sahneleri renkli bir şekilde resmedilmiştir. Hiyeroglifler, Eski Mısırlıların insan ve evrene dair sahip oldukları derin bilgiyi gösterir ve Maat adını verdikleri ilahi düzene olan güçlü inançlarını vurgular. Maat, tüm evreni değişmez bir birlik içinde yönetir: doğa, devlet, toplum, birey ve tüm varoluş biçimleri, Maat’ın yarattığı evrensel düzenin parçalarıdır. Evrensel harmoni ve denge gereği yaratılan her şey birbirine  bağlıdır.

Kozmik uyumdaki herhangi bir bozulma veya Maat düzeninin ihlali, birey için olduğu kadar toplum ve devlet için de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Örneğin, sapkın, boş inançları olan bir kral kıtlığa neden olabilir veya yolsuzluklar salgın hasatlıklara yol açabilir. Maat’a karşıt olan negatif güç, halkı ve ülkeyi kaosa, hırsızlığa, yalana ve şiddete sevk eden İsfet’tir.

İlahi düzeni tanrıça Maat temsil eder; kuralları hakikat, denge, ahlak ve adalettir.

 

Bedenin ölümünden sonra kişinin ruhu, yaşamı boyunca işlediği iyi işler ve yaptığı yanlışların yargılanacağı âleme gider. Yedi kapıyı geçtikten sonra, Maat’ın 42 yargıcının oturduğu son yargı salonuna ulaşır. Yargıçlar, onun itiraflarını dinlerler, yeryüzündeki hayatı boyunca kazandığı erdemleri değerlendirirler.

Ani Papirüsünde bulunan bazı olumlama örnekleri:

  •  Hırsızlık yapmadım.
  •  Yalan söylemedim.
  •  Kimsenin hakkını çiğnemedim.
  •  Kimseyi lanetlemedim.
  •  Şiddete başvurmadım.
  •  Gerçeği bulandırmadım.
Maat’ın bir hizada oturan 42 yargıcı. Ani Papirüsü, British Museum

 

Nihai karar, kişinin kalbinin Maat’ın tüyüne karşı terazide tartılmasıyla kesinleşir. Tüy “hak ve doğru” olanı sembolize eder. Kalp, ruhu temsil eder, çünkü ruhun bedendeyken kalpte bulunduğuna inanılır. Bunun üzerine kalbin mizandaki ağırlığı, ruhun ebedî kaderini tayin eder.

Kalp tüyden daha hafif veya eşitse, ölmüşün ruhu öbür dünyada kurtuluşa erer ve ölümden sonraki yaşam ve diriliş tanrısı Osiris’in huzurunda ölümsüzlüğü hak eder.

Mısır kraliçesi Nefertari’nin mezarının duvarındaki yeniden doğuşun tanrısı Osiris resmi (yaklaşık MÖ 1295).

Eğer yürek tüyden ağır çıkarsa, ruh er geç yarı timsah, yarı su aygırı görünümünde açgözlü hayvanlar tarafından yutulmaya mahkum olur.

Ölüler Kitabı’ndan kıyamet sahnesi (versiyon ~ MÖ 1375) Soldan sağa: Ölü Hunefer, çakal başlı adam Anubis tarafından mahkeme salonuna götürülür. Bir sonraki sahnede, kalbi Maat’ın tüyüne karşı tartılırken bir yandan Thoth neticeyi kaydetmektedir. Terazi sınamasını geçen Hunefer, Osiris’in huzuruna çıkarılır. Üstteki sırada ise hakimler oturmakta. British Museum

Ani Papirüsünde bulunan hiyeroglif Maat’ın bilgeliğini aktarmaktadır :

İlahi düzen hakkaniyetli, doğru ve ebedidir.
Yaradılışın başından beri mükemmel çalışır,
Hakkı çiğneyen ise  sonuçlarına katlanır.
O’nun Rehberliği, yolu bilmeyenin önünde uzanır.
Karanlığa düşenlerin ise hiçbir girişimi limana getiremez onları.
Evet, kötülüğün servet kazandırabileceği doğrudur,
Ancak hakikatin gücü ebediyen kalacak olmasıdır.

 

Duygu Bruce

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.