“Dans ederken insan, sinema, roman ve dahası: şiir, sevgi ve hassasiyeti bulur,” der olağanüstü koreograf, opera yönetmeni ve dansçı Maurice Bejart. Nörıobilim, beyinlerimizin, müzikle ahenk içinde hareket etmek üzere düzenlendiğini keşfetmeden çok önce dans var idi. İnsan, bebek, çocuk, genç ya da yetişkin, yaşı ne olursa olsun, içgüdüsel olarak müziğin ritmine uyar. Son bilişsel araştırmalar, insanların evrensel olarak müziğe doğru çekildiğini ve senkronize olmaya hazır bulunduğunu belirtmekte. Dahası, ritmik hareketin, ruh halimizi yükselttiğini, zihinsel ve duygusal dalgalanmaları düzene koyduğunu ve insanı daha mutlu kıldığını gösteriyor. İlk çağdaki kabilelerden günümüzün toplumlarına kadar uzanan dansın büyüsü bizi daha mutlu kılmakla kalmıyor, …
Kategori: Bilim
Bitkiler, zarar gördüklerinde acıyı hisseden, Mozart dinlemeyi seven, duygulara sahip canlı varlıklardır ve insanın dile gelmemiş düşüncelerini dahi hissedip tepki verebilirler. Bilimin bu bulgularından çok daha önce 1960’larda, bir yalan dedektörü kullanarak bitkilerle yaptığı deneylerle bilinen eski istihbarat ajanı . Cleve Backster, bitkilerin biliş, öğrenme, hafıza ve iletişim yeteneğine sahip akıllı yaratıklar oldukğunu keşfetti. Dedektör cihazının galvanometresini evindeki bitkiye bağladı ve sadece bitkisinin yandığını hayal ettiği sırada, galvanometrenin iğnesinin yükseldiğini dolayısıyla bitkideki elektrik akımının harekete geçerek arttığını gözlemledi. Beklenmedik bu hızlı artış bitkinin stress kimyasalları ürettiğini gösteriyordu. Bitkilerin “acı hissettiğini” ve “birincil algıya sahip olduklarını” öne sürdü. Diğer bitkiler …
Hakikat yolunda tüm dinler birdir, Allah’ın gözünde ırkların, renklerin, kadın ve erkeğin arasında fark yoktur.[1] Şimdiye kadar okuduklarım arasında farklı bir yeri olan Hakikat Sözleri, Dr. Bahram Elahi tarafından babası Ostad Elahi’nin sözlü öğretilerinden derlenmiş ve Türkçesi 2017’de yayınlanmış bir kitap. Tanınmış bir düşünür, yargıç ve müzisyen olan Ostad Elahi’nin (1895-1974) ailesi ve arkadaşları ile görüneni aşma, aşkınlık özlemi, kendini tanımanın yolları, doğal meditasyon ve ruhsal mükemmelliğin aşamaları gibi konularda ettikleri sohbetler ve soru cevap şeklinde geçen konuşmalarından oluşan bir seçki. Toplumda insan gibi yaşamanın yollarını, iç veya dış kaynaklı güçlükler karşısında başvurabileceğimiz çareleri, ruhumuzun olgunluğa ermesini ve sonsuz …
Müzisyen Pablo Carlos Budassi, oğlunun doğum günü için kendi bilgisayarında basit bir evren resmi hazırlar. Resmi ekranda yaparken, günümüz fizikçilerinin çıkardığı logaritmik haritaları, Nasa fotoğraflarını ve photoshop kullanır. Fizikçiler tarafından da beğenilen bu resim evrenin güncel çizilmiş en basit resmi olarak kayıt altına alınır. Resmin en ortasında güneş ve güneş sistemi, etrafında bizim bulunduğumuz galaksinin Samanyolu, yanında Perseus, Andromeda ve benzeri diğer galaksiler ve hepsini saran Kozmik Web… Bu resimde biz, uzayın ortasında bulunan güneş sisteminin içinde, buradan bakınca görünmeyen küçük dünyamızda, görünmeyen bir nokta olarak evrendeki yerimizi almış bulunuyoruz! İşte bu dünyanın tanınmış fizikçilerinden Neil Turok, yaptığı bir söyleşide, …
Etki ile tepki arasında bir alan vardır ve o alanda cevabımızı seçecek özgürlüğümüz ve gücümüz bulunur. Gelişimimiz ve özgürlüğümüz, verdiğimiz cevapta saklıdır. 1.Dünya Savaşında bulunduğu toplama kampı deneyimlerinden sonra Viktor Frankl, “İnsanı insan yapan nedir?” sorusuna yanıt ararken, insanın varoluş koşullarındaki “anlamın peşinde” yazdığı kitabında “Yaşamdan ne beklediğimiz sorusunu değil yaşamın bizden ne beklediği sorusunu sormalıyız; asıl öğrenmemiz gereken budur” der[i]. Ona göre cevap, yaşamla ilgili teorilerde, meditasyonlarda değil; yaşama biçimimizde, eylemlerimizde ve görevlerimizi yerine getirme sorumluluğunda bulunur. Yaşamı, fiziksel realiteyi ve evrenin oluşumunu araştıran fizik bilimi de bu soruya kendi yöntemleriyle –deneyimlerin bilimsel açıklamalarına dayanarak– cevap arar. Einstein, …
Yazar: Ed Diener and Robert Biswas Diener 30 yılı aşan bir süredir mutluluk üzerine bilimsel araştırmalar yapan Diener, gerçek zenginliğin bileşenlerini şöyle sıralar: Fiziksel ve ruhsal sağlık Maddi yeterlilik Değerler ve hayat amaçları Maneviyat ve hayatın anlamı Aktif ve katılımcı olmak Olumlu tutum, his ve zihniyet Sevgi içeren sosyal ilişkiler Herbirinin mutlulukla doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koyan Diener, aslında “süper mutluluğun” kalıcı ve imrenilecek bir hal olmadığını vurgular. Gerçekçi bakıldığında hiç sönmeyen, sürekli aynı yoğunlukta ve canlılıkta bir mutluluk tarifinin mümkün olmadığını söyler Diener. En mutlu, en iyimser insanların bile zaman zaman daha az mutlu günler geçirdiğine örnek vererek, yaşanan …
“İnsanlar merak etmeyi sever, bu da bilimin çekirdeğidir.” Ralph Waldo Emerson II. Dünya Savaşı sırasında Karl Skala ve silah arkadaşı, ağır top ateşinden sığınmak için bir tilki inine saklanırlar. Atış isabet eder ve Skala’nın arkadaşı orada ölür. Skala ağır yaralanır. Ölen arkadaşıyla beraber yukarı göğe doğru çekildiklerini hisseder, ve kendilerini aşağıdaki savaş alanına bakarken bulurlar. Ölen arkadaşının bedeninin kendine doğru yaslandığını hisseden Skala yukarı doğru bakar ve parlak bir ışık görür; arkadaşının bedenini de tutar ve birlikte yukarıdaki ışığa doğru giderler. Aniden Skala durur ve sonrasında bedenine geri döner.[i] Bu top atışı Skala’yı ömrünün sonuna kadar sağır bırakır ama …
Tanınmış bir bilim adamı, Duke ve Harvard üniversitelerinde 30 yılı aşan akademik hayatının yanısıra beyin cerrahı olarak çalışan Dr. Eben Alexander, bilimsel kanıt odaklı yaklaşıma sahip olan bir doktor. Bilincin beynin kimyasal ürünü olduğunu, fiziksel beynin sınırları dışında bilincin var olamayacağı görüşünde. Kısacası beyin durmuşsa, bilinç de yok demektir inancıyla çalışmakta. Yaşam sona erdiğinde ekran kararır ve gösteri biter. Dr. Alexander, bunun aksi deneyimleri yaşayanların anlattıklarını fantazi olarak kabul eder. Derken kendi beyni ölümcül bir bakteriyel menenjit saldırısına uğrar; 7 gün kaldığı komanın sonunda beynin hayati parçası olan neokorteksi artık yok denecek kadar hasar görmüştür, tıbben ölü sayılır. Kendi çalıştığı …
Yaradılışla ilgili çok sayıda mitolojik hikaye, efsane, masallar dilden dile anlatılmış. Çağlar boyunca her kültürde semboller, metaforlarla evren ve insan resmedilmiş. Bugün fizikçiler “herşeyin teorisi” üzerinde çalışırlarken, mitler, efsaneler, masallar, hangi kültürde olursa olsun “nereden geldik” sorusuna cevap arayan birçok insan için hala ilgi çekici. Bilinen en eski efsanelerden biri olan Asur’da (İ.Ö.800) yaradılış beş tanrı ile başlar: Anu –hava, Enlil –toprak, Shamash –güneş veya ateş, Ea –su. Bu dört element kader tanrısı Anunkak ile birleşerek zaman içinde varlığı ortaya çıkarır. Yaradılış böyle başlar. Yunan mitolojisinde başlangıçta sadece kaos, boşluk ve karanlık vardır. Yoklukta, ışık ve aşkla ilk madde, Gaea …
Nerede mutlu olsak? Nasıl mutlu olsak? Ne zaman gelecek mutluluk? Yaşadığımız sürece bu konu gündemimizde her dem taze. Değerlendirmeler, ölçümler derken: az ya da çok mutlu, aşağı yukarı mutlu, bazen var ya da bazen yok, oldu ya da olacak, geçmişte, şimdi, gelecekte…bir zamanda ve mekanda buluruz kendimizi. Belki en son mutlu olduğumuz halin anısı canlanır ya da gelecek mutluluklara dair bir hayal belirir gözümüzde … Bazen sahip olduklarımızla ölçeriz, bazen de isteklerimizin, beklentilerimizin gerçekleşme oranıyla bakarız mutluluğa, ya da sevdiğimize kavuşmanın hayalidir o. Amaçlarımızla birlikte gözden geçiririz mutluluk tahminlerimizi. Bir hesaptır adeta. Elde edilen sonuca göre o anki mutluluğumuz belirlenir. …
Social Profiles