Blog Posts

Ruhun Tıbbı ve Doğal Maneviyat

  “Bilgili olmak ne kadar kolay, oysa hakiki insan olmak ne kadar da zor.” Yirminci yüzyılın dikkate değer müzisyeni, yargıç ve düşünürü Ostad Elahi (1895-1974), hayatını, dinlerin özünü ve temel ilkelerini; bilge ve ariflerin evrensel deyişlerini inceleyerek geçirir ve vardığı sonucu Hakikat Sözleri adlı eserinde şöyle özetler : Dinler yalnızca ikincil yönlerinde farklılık gösterir; özünde temel amaç ve ilkeleri aynıdır. Ostad Elahi’nin felsefesine has olan nitelik, üzerinde titizlikle çalıştığı konuların teorik yanıyla yetinmeyip, içerdikleri ilkelerin doğruluğunu toplum hayatında, başkalarıyla etkileşim içindeyken deneyimlemesidir. Bu çalışma ve deneyimlerinin sonucunda kendisi, doğru ilahi ve etik ilkelerin yaşayan gerçek örneği olacaktı. Klasik mistisizme bağlı

Devamını okuyun

Zamanı Geçmeyen Bir Hikâye

  Bundan 13 yüzyıl önce cesur, metanetli, inancı sadık bir kadının, 35 yaşındayken yaşadığı büyük trajedide olağanüstü mücadelesi ile dünya tarihine geçmiş yüreklere dokunan hikâyesini anlamak kolay değil. Ailesini, sevdiklerini en acı şekilde Kerbelâ katliamında kaybetmiş ve kendisi de esir düşmüş halde iken tüm bunlara sebep olan gözü dönmüş iktidara, zulme karşı tek başına durabilmiş; hatta katledilen ailesinden geriye kalan tek yeğeni hayatta kalabilsin diye kendi ölümünü göze alacak kadar cesur olan bu kadın, Hz. Hüseyin’in kız kardeşi, Hz. Ali’nin sevgili kızı ve Hz. Muhammed’in torunu olan Zeynep’tir. Hicri takvimde Muharrem ayına denk gelen 10 Ekim 680’de İslamiyet tarihinin büyük

Devamını okuyun

Dikkatten İlahi Neşeye Giden Yol

  “ İlahi bilgeliğin sırrı beşerî zevkte değil, insanın derdinde saklıdır. Genel olarak, dertlerimizden herhangi birinin ortadan kalkmasını dilemek yerine onlardan yarar sağlayacak şekle dönüştürmek için lütuf dilemeliyiz. Cesaretli insanlar için dertler ve ıstırap, genellikle bir dayanıklılık ve ruh gücü sınavıdır. ”   Birçok düşünür ve yazar tarafından aziz bir kişilik ve entelektüel güçlere sahip bir dahi olarak tanımlanan Fransız filozof ve sosyal aktivist Simone Weil (1909-1943), emeği bol bir yaşamın örneği.  École Normale Supérieure‘de eğitim görür, Fransa genelinde Felsefe ve Mantık alanında en yüksek dereceyi kazanan ve eski Yunanca, Latince ve Sanskrit dillerinde yetkin olan Simone Weil, 22 yaşında

Devamını okuyun

Kahkahanın Sihiri

Wayne Miller

Kahkaha, iki insan arasındaki en yakın mesafedir. –Victor Hugo Kahkaha sesinin evrensel olduğunu belirtir dilbilimciler ve psikologlar. Gülme içgüdüsü ile yaratılan insanı “ neler güldürür ? ” sorusunu antik Yunan çağından beri araştıran filozoflar ise, insanın kendi eski hallerine güldüğünü ve diğerlerinin başına gelen terslikler, beklenmedik durumlar karşısında duyduğu bir çeşit üstünlük hissinin onu güldürdüğünü anlatırlar. Plato’dan 2500 yıl sonra Nietzsche, kahkahanın, sadece insanların hissettiği varoluşsal yalnızlığa ve ölüm hissine bir tepki olduğunu öne sürer. Neşe ve mizah ile tetiklendiği zaman “gülmek sağlığa iyi gelir, kan dolaşımını düzenler, mutluluk hormonlarının salgılanmasına yol açar” teorisi Freud tarafından doğrulanır: Gülmenin, insandaki gerginliği

Devamını okuyun

İlham Perileri

Ben kendimin ilham perisiyim “I’m my own muse” demiş Frida Kahlo, içine dolup taşan ilhamın aşkı sanatına yansımış ve yaşadığı güçlükler, onu, yaratmaktan alıkoymamış. Dans eden renkleri, çok sevdiği çiçekleri ve hayvanları resmetmiş, hepsi tuvalde ruh bulmuş. Yaşadığı sürece ilhamıyla berabermiş. Antik Yunanca’dan gelen “muse” μούσα kelimesi “zihne yerleştirilen” anlamını taşır. Yunan mitolojisinde tanrılara ve insanlara canlılık ve sanat ilhamı etmesi için yaratılan dokuz ilham perisinin hepsi cazibe ve lütuf dolu olarak yaratılırlar. Kime eserlerse, o kişide yaratıcılığın bir şekilde ortaya konmasına veya yeni bir bilişe sebep olurlar. Zeus ve hatırlamanın, hafızanın tanrıçası Mnemosyne’nun çocukları olarak Olimpos’un yakınında Pieria dağında

Devamını okuyun

Maskeli İfadeler

“Gözlerimiz, gözbebeklerimiz, ellerimiz, jestlerimiz … Kısacası, maskeyi taktığımızda duygularımızı iletmek için kullanacak olduğumuz tüm vücudumuzdur ,” der algı psikolojisi, vizyon ve biliş araştırmaları ile tanınmış nöropsikolog Sylvie Chokron. Maske taktığımızda yüzden yayılan duyguların örtülmesi sonucunda nasıl bir iletişim kurduğumuzu şöyle açıklar : Genellikle, iletişim kurmak için, gözler ve ağız arasında oluşan üçgenden yayınlanan bilgileri işlemeye ihtiyaç duyarız. Karşımızdaki kişinin çehresinde beliren duygular, onun ruh halini ve niyetini anlamımıza imkân sağlar, hatta ona empati duymamıza izin verir. Bu duyguların yüzdeki izlerini göremezken, kişinin ne düşündüğünü bilmek ve onunla iyi iletişim kurabilmek gerçekten çok zorlaşır. Gözler çok önem taşımakla birlikte, alışık olduğumuz

Devamını okuyun

Eskisi Gibi “Normal”e Dönmeyelim

  Juliette Binoche’dan Robert De Niro’ya, 200 sanatçının ve bilim insanının Fransız Le Monde gazetesinde yaptığı “Normal olmayan bir normale dönüş”  çağrısında, Covid-19 salgınından sonra bizi bekleyen değişimi vurgulamakta. Yazıyı hazırlayan Juliette Binoche, insanca onurlu bir yaşamı sürdürebilmek için birey ve toplumlar olarak hemen harekete geçmemiz gerektiğini net ve kesin ortaya koyar  : Covid-19 salgını bir trajedi. Ancak bu kriz bize neyin temel gereklilik olduğunu anlamaya davet ediyor. Gördüğümüz bu basit: «ayarlamalar» yeterli değil. Sorun sistemik. Devam eden ekolojik felaket bir meta-krizdir: Dünyadaki yaşamın kitlesel yok oluşu artık şüphe götürmez bir gerçektir ve tüm göstergeler varoluşsal bir tehdide işaret etmektedir.

Devamını okuyun

Eros ve Psyche’nin Ebedi Aşkı

Evvel zamanda bir kralın üç tane kızı vardı. İki büyük kız hoştu ama en küçük olanın –Psyche ψυχή güzelliği tariflere sığmazdı. Başka diyarlardan onun güzelliğini görmeye gelenler olur, gördükleri karşısında büyülenirlerdi. Öyle ki Afrodit’in sunakları dahi terkedilmeye yüz tutmuştu. Gencecik toy bir faniye tapınacak kadar duydukları bu hayranlık Afrodit’i kızdırıyordu. Kendisine atfedilen Tanrısal üstünlüklere bu genç kızın el koyduğunu düşünerek öfkeyle “Onu, bu güzelliğinden dolayı pişman edeceğim” diyordu. Kararlı bir şekilde bir gün muzip ve yaramaz tabiatlı oğlu aşk tanrısı Eros’u yanına çağırdı ve düştüğü bu durumdan ileri geri şikâyet ederek onu Psyche’ye karşı kışkırttı ve dedi ki : Sevgili

Devamını okuyun

Tabiattan Geçen Mutluluk Yolları

Doğaya olan ihtiyacımız insanlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Orman görevlisi olarak çalışan ve birçok dilde çok satan kitapların yazarı Peter Wohlleben, Ağaçların Gizli Yaşamı  ’nda insanın doğayla olan bağı için: “Doğaya olan ihtiyacımız insanlığımızın ayrılmaz bir parçası,” der ve bizi doğaya doğru çeken bu parçamızı tanımanın bize nasıl iyi geleceğini açıklar. Kereste endüstrisine ağaç sağlamak göreviyle ormanda çalışırken ve ağaçları sadece ekonomik değeri olan emtia olarak gördüğü dönemde fark eder içindeki doğa sevgisini uyandıran bu parçayı. Aynı dönemde ormanda araştırma yapan bilim insanlarının doğaya olan merak ve tutkularına tanık olur ve ağaçların gizli yaşamı hakkında bulgulardan öğrendikleriyle, ağaçlara kazanç getiren emtia

Devamını okuyun